Sevmek zamanı

El işini, iğneyi, ipliği, kağıdı, kalemi seviyorum. Bir şeylerle uğraşmayı, üretmeyi, bunları üretirken gözüme güzel görünecek şekilde süslemeyi... Mektup da bunun bir parçası. Ama mektup tek taraflı bir şey değil. Mektuplaşmak değil bahsettiğim, zaten bunu karşılık bekleyerek yapmıyorum. Kağıtla, kalemle, renkli bantlarla, çıkartmalarla uğraşırken hedefinde bir insan olmasından çok daha fazla zevk duyuyorum.

Genellikle yeni yıl için sevdiklerime kart atıyorum. Doğum günleri ya da başka zamanlarda da yolladığım oluyor ama yeni yıl sanki herkes için bir silkelenme ve tazelenme zamanı gibi geliyor bana. Dilek tutmak için bir bahane... Ben de onlara sevgimi göstermek için bu bahaneye ortak oluyorum.

Bugün postanedeki memur bana "Anaokulunda mı çalışıyorsunuz?" diye sordu. Bu soru yüzünden şimdi oturdum, bunu yazıyorum.

Hayır beyefendi. Üniversitede çalışıyorum. Öğrencilerim minik çocuklardan değil, kıllı yetişkinlerden oluşuyor ve bu, mektuplarımın üzerine renkli bantlar yapıştırmama engel olmuyor. Çünkü ben ilkokul çağından büyük insanları da seviyorum. Benim de insanlığa olan umudumun azaldığı dönemler oluyor ama bazı insanlara karşı sevgim hiç azalmıyor. Sevdiklerim için masa başında tek tek zarf hazırlayabiliyorum. Fihrist kullanmıyorum mesela çünkü aklımın bir köşesinde onlara kalıcı bir yer ayırabiliyorum.

Tamam, cicili bicili şeylerden başkalarına göre daha fazla hoşlanıyorum belki ama hiçbir kitabı kapağına bakarak değerlendirmiyorum. Bazı yazarları çok seviyorum mesela... Bir kitabı imzalatabilmek için onu başka bir ülkeye bile taşıyabiliyorum.

En sevdiğim filme, en sevdiğim şarkıya tekrardan vakit ayırabileceğim bir bahanem olması günümü bambaşka bir hale sokabiliyor.

Kısacası beyefendi, mükemmel bir insan değilim ama sevmeyi biliyorum. İnsanların benimle ilgili ne düşündüğüyle ilgilenmiyorum. Sadece sevdiğim gibi yaşıyorum.

Bu ülke, insanların kendilerinden başka hiçbir şeyi sevmemelerinden dolayı bu halde. İnanın ki çok sevdiği bir filmi, bir kitabı, bir uğraşı olan insandan kimseye zarar gelmez. Hiçbir şeyi sevmeyen, takım tutarken bile karşı tarafa olan düşmanlığından beslenen insanlardan da hiçbir şey beklenmez.

O yüzden siz de bir şeyleri sevin.